Bu hali içimi acıtıyor, yazık oldu😢 Daha 4 gün önce gördükten sonra kurtulabilmesinin imkansız derecesinde olduğunu düşünüyorum 🧐🤔. Hiç bir değerimiz birilerinin koltuğundan değerli, kıçından önemli değil 😢😡 Dünyada yalnızca 3 tane olan bu binayı koruyamamak ayıp olduğu kadar, aptallık da 🤔 Gerçek bir dünya mirası olarak zamanında yapılan müdahele ile kurtarılıp yaşatabilinseydi, akılcı bir kullanımla belki şimdiye kadar harcanan parayı bile finanse edebilirdi, o 55 yıldır Adamızın en güzel yerinde yatan bir hasta, artık beyin ölümü gerçekleşmek üzere 😢😢 Sonra birileri ardında bıraktığı yatağı sahiplanecek, helvasını afiyetle yiyecek 😡
Gerçekten çocukluğumu(zu)n efsanesi olan bu bina; özellikle de Adamızda bulunan 3 ilkokulun 23 Nisanlardaki -o zamanlarda adıyla resmi- geçit törenlerinde basit ama tertemiz bir örnek giysileri içinde inanılmaz bir disiplinle yürüyen öğrencileri ile; geneksel olarak okulumuzun mayıs ayında İsa tepede ( Hristos’ ta) düzenlediği pikniklerde çuval ve yumurta yarışlarının final çizgisinin hemen (75-100 cm) ardındaki kocaman demir bahçe giriş kapısıyla hafızalarımıza unutulmaz şekilde kazınarak, anılarımız arasında yerini almıştır. Her ne kadar o demir kapıyı aşıp içeri girememiş olsak da, eski ilkokul -ki şimdi taş mektep diye anılan okul- da okumuş olanların; o zamanlar, önemini de bilmediğimiz bu binaya bütün olarak öyle garip bir tutkumuz vardır, Her önünden geçişte çocuk oluru(m)z, o günlere döneri(m)z .
Kişisel olarak, böyle anılarımla özdeşleşmiş yerler ve arkadaşlarımla karşılaştığımda bende doping etkisi yapar, kendimi -günlerle ifade edebileceğim bir müddet- o anılarımdaki yaşımda ve çok moralli bulurum.🙆♀️🚶♀️🏃♀️👫👭🥰 Ne yazık ki yukarıda sözünü ettiğim ilkokulum ve de bu binanın günümüzdeki hal-i perişanını görmekse tam tersi moral bozup karamsarlığa itiyor, ölümü çağrıştırıyor.😕😢😠☠️🤔 Sonuç olarak bu binadan başta da belirttiğim gibi ümitvar değilim ama okulum anıldığı gibi taş bir bina olduğu için hayata yeniden döndürülebilir ki bunu ve tüm miraslarımıza sahip çıkılıp yaşatılmasını diliyorum 🤲🙏
Nur Çakmak
26.Ekim.2019







Giyimlerden, arnavut kaldırımı ya da parke taşı ( da derler ama paket taşı) döşenmiş iskele ağzına (girişine) kadar çok özel görünüme sahip bu fotoğraf gerçekten mürur-u zamana (geçmiş zamana) ait bir mühr-ü zaman (zaman mührü) gibidir! Zaten fotoğraflar, bir tür an’a vurulan kırmızı mühürlerdir ki; artık, o an’ı değiştirmek mümkün olamaz! Bazen fantastik filmlerde bu mümkün gibi olsa da gerçek olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz!
Hafızamı zorladığımda farklı şeyler geliyordu gözlerimin önüne. Erkan bayağı israrcıdı. Tevfikcim evet canım kapı tokmağına kadar aynı ev…hatta sedef tarafına bakan balkonunda annemle babamın fotoğrafı var…sen sokağı çıkartabildin mi? Sokağın sol tarafı top sahası….gerçi şimdi top sahasının yerinde terk edilmiş dalan okulu ve diğer binalar var.
Amaçlarına ulaşmak adına sattıkları mutluluğun farkına varamayanların koşturmalarını günlük yaşamın içinde defalarca görüyor ve dikkatle izliyorum.
bu bilgileri Aleko Nikolaidisle paylaşıyorum o sırada bay Yaninin tütüncü dükkanı eşi bayan Anna ile çalışırdı Hristo ayakkabıcı, tütüncü Yorgo Çala, Ankara Palas ilk önce Petro Çiçoviç sonra Vasil ve eşi Madam Manya eczane Mehmet dermancı. Stathakis Arvanitis; tekrar yorum yaparken Rahmetli kahveci ali den bahis ediyor 5- 6-7 eylül olaylarında ali’nin dükkanlarına bir Türk bayrağı asarak canlarını nasıl kurtardıklarından söz ediyor. Bense daha hala resme bakıyorum; baktıkça resme, okudukça yazılanları, utanıyorum. Erkan dedesine aldığı rakı fiytını bile unutmamış Stathakis mutlu oluyor anıların kesiştiği kavşakta.
Günün birinde sevgiyi paylaşmak adına bir şeyler karalayacağım gelmezdi aklıma. 1960 lı yıllarda yaşadığım Büyükadayı düşününce, bu günün resmini görmem pek zor olmadı. Sokak kapılarımızın kilitlenmediği, sofralarımızın tüm dostlara açık olduğu yılları, düşünerek günümüzle kıyasladıkça geçen yıllar içerisinde, nekadar fakirleştiğimizi gördüm.