Nur Çakmak

Günümüz teknolojisine ne kadar teşekkür etsek azdır. Arkadaşımız Erkanın Facebook’a yüklediği bir resim konusunda bile farklı farklı anılar oluştu. Hafızamı zorladığımda farklı şeyler geliyordu gözlerimin önüne. Erkan bayağı israrcıdı. Tevfikcim evet canım kapı tokmağına kadar aynı ev…hatta sedef tarafına bakan balkonunda annemle babamın fotoğrafı var…sen sokağı çıkartabildin mi? Sokağın sol tarafı top sahası….gerçi şimdi top sahasının yerinde terk edilmiş dalan okulu ve diğer binalar var.
Sağ olsun Nur yetişti yine imdadımıza, bakın yer ve olayları dün gibi anlatması ne demek istediğimi anlatmaya yeter sanırım!
Erkan, burada görülen 2 ev aynı ev değil! Sağ tarafta görülen ev sokağın başındaki ev ama diğeri ondan sonra gelen aynı tip 3 evden biri. İlk ev, yani yeşil (solmuş olabilir) serpme boyalı olanı, Mehtap sinemasını da işleten ressam Mığır (Ardan) amcanın evi. Mığır amca sonra Ağavni ve Horsof teyzenin en küçükleri olan Aka (aslı Akabi) teyze ile evlenmişti. Mığır amca ölünce de Aka teyze uzn yıllar oğulları Rafi ve Tomi ile oturdu. Sonra Amerikaya gittiler. Şimdi sanıyorum yazları Rafi’nin baldızı oturuyor o yüzden çok bakımlı değil!Ama dikkat edersen bu ev diğer resimden farklı.Her ikisinin de sağ tarafta görülen mutfak kapısının yanına bakarsan farkı anlayacaksın! Soldaki evde kapının sağında banyo penceresi varken diğerinde ise salonun geniş camı görülüyor. Soldakinin, sol tarafta yola bakan giriş boşluğunun hemen yanında mutfak penceresi varken, sağdakinin ise küçük WC ve yanında banyo penceresi yer alır. Ama baştaki evler hariç diğer 3 ev aynı planla yapılmıştır. Çünkü bu sıra evlerin Sedef adasına bakan arka ve daha alt kısmındaki daha geniş ve özel yapım evi de yaptırtan Sıtkı Zorlu diye sanırım tütün tüccarı olan biridir.
Ama benim hatırladığım bu 3 evin en sonunda yer alanı, yazları gelen Marko amca tarafından satın alındığı için bahçesi bölünmüş ve diğerlerinden ayrı imiş gibi görülürdü. Diğer 2 ev ki muhtemelen siz de onlardan birini Sıtkı Bey amcadan kiralayıp oturmuşsunuzdur. Ama ben orada sizin oturduğunuzu anımsamıyorum!
İlk evde Ağavni teyzelerin bir ara oturduğunu hatta o zaman onlarla beraber yaşayan Aka teyze ile Mığır amca arasında başlayan arkadaşlığın evliliğe dönüştüğünü hatırlıyorum! Çünkü annem falan çok sevinmişti . Sonra Agavni teyzeler bizim yanımızdaki evi yaptırınca oradan çıktılar. Sonraları da bu ilk evde uzun yılllar yeşil gözlü esmer çok güzel bir kadın olan karısı ve 2 sevimli çocuğuyla olan Eftim adında rum biri, yazlıkçı olarak oturmuştu. Hatırlamadığıma göre muhtemelen siz Agavni teyzelerden önce oturmuşsunuzdur! Zaten 1954-55 diyorsun ki ben de o zamanlar ufağım. Ben sizi, hep polis İsmail’in yani Sabiha ve Sabahatların evinde hatırlıyorum! Bu kadar detayı yazıyorum çünkü bunlar net bilgi. Daha detay var ama bu kadarı yeter sanıyorum.
Ahmet’in dediği Eren’lerin evi ise sarı evlerin 2.si, sıranın da 3. evi oluyor. Sol taraftaki evin 2. mi, 3. mü olduğunu bilemiyorum dedim ama galiba Ahmet haklı. Çünkü 2. evi alan rahmetli Yusuf amca ile Nimet teyze, sanırım kapının önüne ayrıca demir bir camekan yaptırmışlardı ki burada böyle bir şey görünmüyor! Eğer sen bu evde oturduğunu söylüyorsan demek ki sıranın 3. evinde oturmuşsunuz. Tabi sen daha iyi bilirsin!
Sokağın başındaki ev tadilat geçirmiş ondan farklı …benim fotoğrafını çektiğim ev ondan sonraki 3. veya 4. ev nasılsa o orjinal kalmış tadilat yapılmamış….
oh sağol Nur yoksa bayağı bayağı endişelenmiştim. Hafızamdan! Bu sıra evlerin karşısında sahanın kenarına büyük bir ev yapıldı bitiminden sağa dönüp aşağı indinmi İstemilerin evi vardı sola döndüğünde toprak yolda sağda bir ev üç katlıydı, başkada ev yoktu zannedersem daha sonra erkanların oturduğu eve giderdi o patika yol. Aynen ikinci evde Yusuf amca ve Nimet teyzeler oturuyordu hatırımda kaldığı kadarıyla çocuklarıda yoktu.
Tamam tam isabet…aynen İstemilere doğru giden yol…
Top sahasındaki foto muz için bir yorum yazmıştım ama uzun diye koymamıştım. Memoş (Tevfik), senin bahsettiğin Dr.C.Yener Tosyalı sokağının solu yani top sahasındaki evleri orada yazmıştım. Söz konusu sokaktaki sıra evlerin sonuncusu olan Marko amcaların duvarlarının bitiminden sağa aşağıya doğru inildiğinde sağdaki duvara bitişik 2 kapı vardı. Köşede olan ilki, uzun yıllar (emekliliğine kadar) adadaki Sulh Hukuk(?) mahkemesinde hakimlik yapmış olan , ve benim ve çocukların “hakim amca”, büyüklerin ise “hakim bey” diye bildikleri İbrahim Bakiler’in (!) bahçesine inen basamaklara açılıyordu. İkincisi de Bumin ve İstemi’lerin bahçe kapısıydı. Tabi bu etraftaki arsaların boşluğundan istifade edilerek yapılmış geçici kısa yoldu. Yoksa her iki evin de asıl girişleri alttaki Dr. Şeref Bey sokağındandı.
Yolun solundaki, top sahasını yok eden ev Cemil Aral’ın yaptırdığı evdi. Yolun (o zamanki) sonundan dönüldüğünde sağda bulunan ev ise Sinan ve Ahmet kardeşlerin ( babaları radyocu İhsan’ın) eviydi. Memoş yani hepimiz haklıyız da, fotoğaf ancak hepimizinkiler birleşince tamamlanmış oluyor. Bu arada saha ile ilgili yorumu da ekliyeyim bari detaylar için!

Ferda’cım bu da sana gitsin diyecem ama öncelikle dün yazamadığım için doğum gününü buradan fırsattan istifade kutluyayım! Sağlık, mutluluk içinde sevdiklerinle beraber yaşayacağın nice yıllar diiyorum! Evet süperim, çünkü çocukluğum orada geçti, çoğuna girmişliğim, girmesem de yıllarca önünden geçmişliğim, karşıdan görmüşlüğüm vs vs bir sürü şey işte. Böyle olunca tabiki herkes hatırlar! Üstelik orada, şu an bu sayfada yazanların içinde en uzun yaşamış (oturmuş) olan benim. Onlar unutmamışsa benimki de normal oluyor yani:)
Bu vesileyle hafıza tazelemiş, o günleri birlikte yaşamış kişiler olarak; fiziksel olarak gerçek mekanlarımız farklı da olsa, teknolojinin sağladığı bu sanal mekanda beraber paylaşımda bulunarak yine o günlere dönüyor, bir anlamda kendi kendimize gençlik aşısı da yapmış oluyoruz 🙂 Böylece peş peşe herşey aklımıza geliveriyor işte! Yine çok uzun yazdım galiba:)

Nur Baysal

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blue Captcha Image
Refresh

*