Bir umudun ardına sakladıkların çıkıverir karşına bir gün. İnanamazsın önceleri, yıllardan beri sırtında taşıdığın yükten, kurtulmuş gibi hissedersin. Sudan çıkmış balıklar misali, bir oraya, bir buraya atarsın kendini. Nefesin kesilmiş gibi hissedersin. Uzun yıllar önce kaybettiğin sevdan üç beş adımlık mesafededir, elini uzatsan tutacak kadar yakın. Bir okadar’da da uzak, kalp atışların her zamankinden daha hızlı atmaktadır, hissedersin. Yüzüne bakar; tanımaz seni, aslında sende tanıyamamışsındır uğrunda karalar bağladığın sevdalını. Günün birinde böyle bir duyguyu yaşayacağımı söyleselerdi inanmazdım. Bulduğunu sandığın sevdalının düğün günüdür onu bulduğun gün. İkinci, belkide üçüncü kez dünya evine girecektir. Seslenip seslenmemek arasında gider, gider gelirsin. Geride bıraktığın otuzsekiz yılın muhasebesi bir yana, bir zamanlar sana mutluluk vermiş büyük aşkını ikinci kez kaybettiğin gerçeği ile baş başasındır şimdi. Kaderin oynadığı oyuna teslim olursun. Leyla ile Mecnun’u Kerem ile Aslıyı düşünürsün ve büyük sevdaların hiç bir şekilde bir arada olamıyacaklarına bir kere daha şahitlik edersin. Eminsindir artık. Yüzüne gözlerine baktığında tanıyamadığın sevdalını sevdanı sorgularsın. Saçları, gülüşü, gözlerinin önünden gitmeyen beyninde yaşattığın o genç kız değildir karşında duran. Okumaya devam et
Günlük arşivler: 18 Nisan 2014
Leylak ve Paskalya
İlkbaharda rengarenk çiçeklerle donanır Adada bahçeler, yollar, kırlar! Mor salkımlar, renklere adını veren erguvan renkli erguvanlar, leylak renkli leylaklar açarlar. Gerçi leylağın birkaç rengi olsa da; o, daha çok adını verdiği renkle özdeşleşmiştir. Leylak, bir de açma zamanı; adalı rum komşularımızın özellikle çocuklara verdikleri boyanmış yumurtalar nedeniyle , bizlerin daha çok “yumurta bayramı” dediğimiz paskalya zamanına denk geldiği için eski adalılar tarafından “paskalya çiçeği” olarak da bilinirdi:) Bunu, bir ucu Maden Caddesinde diğer ucu da Tepeköy’de Dr.Şeref Bey sokağının sonuna kadar uzanan Keçicioğlu’nun, her ikisi de Vasil adını taşıyan rum bahçıvanları ve yine komşularımız eski türk bahçıvanlar Osman ve Lütfü amcalardan duyduğum için biliyorum! Bilenler de çoktur ama ben, değişen Ada nüfusu içinde bilmeyenlerin de çok olduğunu düşünerek yazıp, sanal da olsa kayıtlara geçmesini istedim! Okumaya devam et