Bildik manzaralar var hayatımda, Geçen sene bu aylar’da yine bu hastahanenin bir başka odasından, şubat ayının sekizinde karalamıştım bir kaç satır. Bu sene ondördü aynı hastahanenin bir başka odasında, hemde Sevgililer gününde! Kalbim paramparça mesela, gözlerim ilk gün ki gibi; dokunsalar ağlayacak onlar da. Omzumda yılların yorgunluğu, beynimde unutulmuş sözlerin “belki hatırlanır” umudu. Benimkisi ise şu kahbe hayatta ayakta kalma yorgunluğu. Bir değişiklik yok; yorgun bir halde ağır aksak sekiyoruz işte.
Karmakarışık beynimdeki düşünceler. Herşey her yerde; bulamıyorum koyduğum hiç bir şeyi yerinde; hani Vatan? sevdamı koymuştum ya kalbimin bir yerine Vatan diyerek; bak işte bulamıyorum vatanım nerede?
Atamın ölümü ile unutmuşlar… Adını bile kanla irfanla yeniden koyduğumuz Türk vatanı’nı, 1938 de kaldırmışlar hastahaneye. Yeterli kann gitmeyince vucudun diğer organlarına; Mikroplar dururmu? başlamışlar tekrardan üremeye. Çok basit bir kalp nakliyle; yeni kalbimiz paşam ismet bir türlü açamamış damar yollarını. Paralara bile basmış kendi resmini, Belki Atam unutulur, Vatan’a bir faydası olur diye. Bakmayın öyle söylediği laflara, hani söz konusu Vatan ise gerisi teferruattır falan dediğine. Türkün atası olmak kolay mı öyle. E… yeni takılan kalp ismet de zayıf düşmüş tabi…kan gitmeyince; vucud bu, başlamış organlar ufak tefek teklemeye. Mikroplar’da dururmu’mu; bayram ediyorlar, geçince ellerine böyle bir fırsat. Dünya da boş durmamış; Üretmiş kendi kendine mikroplarını içimizde. Dünya mikropları, bizim yerli mikroplar, bu vucudu yok etmek için vermişler el ele. Tanrıya şükürler olsun mihrap sağlam da gelmişiz kör, topal 1950 lere. İnsan beyni nede olsa yeterince beslenemeyince, kann gitmeyince diğer organlar gibi Beyin’de başlamış yeni, yeni fikirler üretmemeye. Alzhamer teşhisi konmuş. Maşallah Şimdiki yeni kalp, Beyin eskileri ne de güzel hatırlıyor Vatan hainlerini Kahraman olarak. Koca Devleti Aliye‘yi ”Osmanlı” yapıverdiler. sanki dün’ü bu gün yaşıyor gibi. Bu günmü? kimselerin haberi bile yok. Mikrop‘da olsa benim deyipte öldüremediği; mikroplara can suyu vermiş, bakmış, beslemiş. Uykudan uyanan her mikrop, sonradan ithal diğer mikroplarla birleşip, başlamışlar gizliden gizliye vucudu ele geçirmeye. Organlar felç; kala kala elde bir ruh kalmış!
1923 ruhu mu? Oooo Unutulmuş gitmiş hemde ülkücüyüm diyen içimizdeki yerli ve ithal mikroplarla. Al ve akyuvarların savaşı; şimdilerde bu vucut’da verdiğimiz. İkide bir ateşlenmişiz, vucudun koruma kalkanı sürünüyorken yerlerde. Her türlü mikrop yuvalamış son darbeyi vurmak için içimizde. Bir aydan beri beyin tamamen şanzıman sıyırmış gibi emirler yağdırıyor, bütün organlara; illa da Ötönazi (yok et kendini) diye. Unuttum gitti bu kaçıncı kalp nakli? Hastalıklı organlar şaşkın, Al ve Ak yuvarlar ne yapsın. EVET deseler Al yuvarlar, HAYIR deseler Ak yuvarlar ölecek. Arada bir damardan verilen antibiyotik de bir işe yaramıyor anlayacağınız. Hay allah ben de mi sıyırdım ne. Şu yazdıklarıma bir bakın hemde Sevgililer gününde. E… sağlık önemli tabiiii. Türkiyem canım vatanım kadar, Türk dilinin nekadar zengin bir dil olduğunu kelimeleri geçmiş zamana sığdırabilmiş olmamda ara.
Hayallerimde yaşadığım tüm güzellikleri; Seviyordun, ben ise senin aksine sadece mutlu olmak istiyordum vatanımda özgürce. Gözünü sevdiğim Ana dilim; cümleleleri dili geçmiş zamanla kurabiliyorum. Bazen bir okadar’da fakir buluyorum, ne zaman‘mı? yemin içerim sana bizi yönettiğini sananlara söyleyecek bir söz bulamadığımda… Boş ver, bende boş vermişim, bu gün şu hastahane odasından hayata bir kere daha selam olsun… Daha önceleri bilirdim boş vermenin ne anlam taşıdığını; kimseler gibi olamadım ben, boşvermek ne demek, anlamını bilirdim de; hiç çıkartıp Tükçe dağarcığımdan kullanamadım.
Başımı sallayıp boşver diyemedim ne gidişine, ne de hiç var olmamışım gibi bana boşverişine. Hem insan bulunduğu konumu düşünmeden gerçekte; boş verirmi seviyorum dediğine! Belki‘de hata bendeydi seni özne yapmıştım ömrüme; ama sen son olmak istedin, yüklem misali. Bir eylemi gerçekleştirip; beni yıkıp giderken‘de!.. Devrik cümeleler gibi şimdi hayatım, hayatımda kim nerde duruyor aldırmıyorum. Kim hayatıma nasıl bir anlam katıyor önemsemiyorum. Yaşamımda ki noktalama işaretleri de umurumda değil. Aynen Ülkemde olduğu gibi. Nokta yok virgül yok ne duruyorum neyi bekliyorum. Durup, herhangi bir güzelliğin önünde doya doya bakmak varken. Kendime ait tırnak içine alabileceğim cümleler‘ de kuramıyorum Reis gibi; Hiç bir şeyim kalmadı, yoktu zaten, ezbere yaşıyorum. İnanın dostlarım bu saatden sonra hayatıma ünlem koyup beni mutlu edecek hiç bir şey bilmiyorum. Bildiğim tek şey adamlık bende kalsın yine de seni seviyorum. Ama söz konusu kurulduğu güne kurban olduğum vatansa bu defalık HAYIR diyorum.
Ha bak bir de hayatımın öznesiyken noktası olmana üzülüyorum! Hani olur ya kesişirse yollarımız bu ahir ömürde, karşılaşırsak tekrar günün birinde seni özne yaparmıyım ömrüme! İşte bak bunu bende bilemiyorum.
Sevgilim yem yeşil Demet demet çiçekli vatanımda Sevgililer günümüz kutlu olsun.
Mehmet Tevfik Özkartal
Klinikum Nord Nürnberg
14.02.2017