Büyükada´da Kuyular ve sarnıçların birlikte olduğı evlerde çoktu. Çünkü fonksiyon olarak farklılık taşırlardı. Sarnıçlar iç duvarlarının son kat sıvasının çimento ağırlıklı şap denilen harçla yapıldığı ve içme dahil ev ihtiyaçları için kullanılan suyun depolandığı yer altı yapıları idi. Kuyular ise genellikle yalnızca taşla örülüp içleri çoğu kez sıvanmayan ya da kaba sıva olarak bırakılanlardı ki genellikle bahçe sulama, dış mekan yıkamaları için kullanılırdılar. Kuyu duvarlarının geçirgenliği yer altı suları ile dolmasını sağladığı gibi suyun aynı şekilde çekilip boşalmasını da getirirdi. Yani kuyuların doldurulması için özel bir çaba sarf edilmezdi.Ama sarnıçlar öyle değildi. Damlardan derelerle toplanıp, borularla sarnıçlara yönlendirilen sular, önce biri dışarı boşa açılan bir boru diğeri ise sarnıca uzanan borunun olduğu kapaklı kova gibi bir kaba gelir.
İçeride önce sarnıca giden deliğin üstü kapanıp damın temizlendiğini gösteren duru su gelinceye kadar dışarı akıtılır sonra da dışarı açılan delik kapatılıp temiz yağmur suyu sarnıçlara doldurulurdu. Hatta babamın bu temizliği bardakla kontrol edip şeffalığından iyice emin olduktan sonra sarnıca giden delikten kapağı kaldırıp diğerini kapattığını çok iyi hatırlıyorum. Ayrıca sarnıçlar en çok 2 yılda bir içine girilerek temizlenir ve yeni yağmur sularının birikimine hazırlanırlardı. İçinde kalan sular ( varsa kuyuya ya yada bidonlara falan) boşaltılır, temiz bezler alınıp , yeni kullanılmamış takunyalar giyilerek merdivenle içine inilir ve duvarları en son da dibi silinip kurulanarak çıkılırdı. Bazen yağmur suları yeteri kadar doldurmadığında ise; genellikle yazları susuz kalmamak için, sular idaresine para yatırılarak mezarlığın oradaki vanaya bağlanan birbirine ekli hortumların eve kadar döşenmesiyle sarnıçlar doldurularak su ihtiyacı karşılanırdı.
Yani bugün normal olarak karşıladığımız, gördüğümüz herşey o kolaylıklara ulaşmış olduğumuz da bir gerçek. Ancak bu gelişmişlik icinde üzüntü veren, geçmişteki bazı değerlerimizi önemsemeyip, daha çok maddi çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmiş olmak. Yani yenilerken eski ile olan bağlarımızı koparıp atarak geçmişi yok saymış, eski ile yeni arasındaki uyumu sağlayabilmeyi başaramamışız:( Buradaki paylaşımlarımzın bunun için önemli olduğunu düşünüyorum ve aklıma gelen ve bildiğim herşeyi yazmaya çalışıyorum! Paylaşımda bulunan herkesin de katkısının önemli olduğunu düşünerek okuyorum!
Nur ÇAKMAK
Çok güzel bir yazı teşekkürler
Değerli arkadaşım, Büyükada’nın su sorunundan başlayarak geldiğimiz sarnıçlar konusunu, okadar güzel işlemişdinki sayfamızda yayınlamakta bir sakınca görmedim.
Umudum tüm arkadaşlarımızın öyküleri, anlatımları, bu sayfada yer alsın.Sadece bizlerin 60′ lı yıllarda Büyükadada yaşamış arkadaşların buluşabildiği bir sayfa olsun istedim.