Büyükada, çocukluğumun ilk gençliğimin geçtiği yer. Babam, Annem ve iki ağbimle birlikte yaşadığım Tepeköy. Bana çok uzun yılların özlemini çağrıyor. Bu seferki Büyükada yolculuğum her zamanki gibi çok güzel ve özeldi benim için. Bostancıdan Büyükada’ya kalkan deniz motoruna bindiğimizde gideceğmiz yer belliydi. Yeğenim ve iki arkadaşıyla Ahmet ağbinin restorantı Prinkipo’da söndürecektik fenerleri. Güneşin batımına yakın hareket eden motor önce Heybeli
adaya daha sonra güneşin batımı, hafiften karanlığın çöküşü ile büyük adaya doğru yol alırken aklımdan çocukluk ve gençlik yıllarım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçiyordu. Sağolsun Ahmet ağbinin‘de bizlere eşlik ettiği güzel bir akşamın ardından son motoru kaçırmamak ve biraz da yürümek adına bir saat kadar erken ayrıldık Prinkipodan. Yeğenime ve arkadaşlarına çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği yerlerde aklıma gelen anılarımı anlatıyordum. Yanımdan geçen Orhan ağbiydi arkasından seslendim döndü hiç değişmemişti. Okul arkadışım, kardeşi irfanın ne yaptığını sordum şaşkın şaşkın suratıma bakıyordu. Ben İrfan dedi tam kırk yıl görmediğim arkadaşım ağbisi orhan ağbiye okadar benziyorduki. Okumaya devam et