Biz neyiz, kimiz ?

Tükiye’ye izinli geldiklerinde en yakınları tarafından kandırıldılar. Ev aldılar, daire aldılar   borçlarını ödediler ödemesine de  bir türlü evin, dairenin sahibi olamadılar. Hükümetler dövize ihtiyaç duyduklarında özel programlar hazırladılar gurbetçiler için. Her seferinde’de paralarını pul ettiler. Zordur gurbette yaşamak, gurbete çıkmayanlar bilemezler. Türkiyeden ilk ayrıldığımda ticaret yapardım. Öyle çek, kredi kartıymış, senetmiş, bankaymış bilmezdik pek. Defter usulü borcumuzu alacağımızı yazar hem alacağımızı hemde borcumuzu bilirdik. Bir kaç kere birikimlerimizi kaybettik. Sonra aklımız başımıza gelirdi gelmesine’de her seferinde, bir başka şekilde gene kaybederdik. Türkiyeden gelen vatandaşlarımızı bizler gibi dürüst, namuslu, dini bütün insanlar sandık. Eeee 70 li yılların Türkiyesinde kalırsan iki bin otuzlara doğru yol alırken kaptırırsın paçayı. Düşünsenize bir Vatanımızda ne berbat bir isim takmışlar biz gurbete çıkmış insanlara. Almancı ne anlam ifade ediyorsa? Alman değil’ Türk de değil!.. Almancı. Dönüyoruz geliyoruz çalıştığınız gurbet ele adımız bu sefer Auslender ”Yabancı.” Çıplak ”Kanak” İnsanlar takmışlar bizi insan olarak bile göremiyorlar. Birinci kuşak Almanyada çalışmaya gelmiş Türkler; Almanya’da Türkiye’yi terk ettikleri yıllardaki  gibi yaşıyorlar. Türkiye gelişmiş, değişmiş, ahlaksızlık almış başını gitmiş. Bizler Türkiye’yi terkettiğimiz zamanda takılı kalmışız. Bir zamanlar bu Tayip bey ve onun gibi dinciler geldiler Almanya’ya. Yerleştiler, sızdılar müminlerin arasına. Allem ettiler, kallem ettiler faiz günahtır deyip saf inançlı insanları dolandırıp gittiler. Hepsi Türkiye’de zengin oldular. Gariban Almancım biriktirdiği borçlandığı bankalarla karşı karşıya kaybettikleri parayı faizi ile birlikte Alman bankalarına ödediler.

Bizi yönetenler ağızlarına sakız etmişler. Türkiye’mizin Beka sorunu varmış sayın büyüklerimiz böyle söylüyor’ya yönetime yaranmak isteyen herkes aynı lafı tekrarlıyor.  Manasını ne anlama geldiğini bilip bilmediklerinden pek emin değilim.

”Beka” dendiğinde anladığım; Kalıcılık, ölmezlik. Ölümsüzlük. Mesela Ömer Seyfettin şöyle demiş bir zamanlar  Memleketin, devletin bekası senin elinde…  Devamlılık. Evvelki hal üzere kalma. Daim ve sabit olma. Şimdi bütün bu anlamların yüklendiği kelimeyi kullananlara bakıyorum gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Devleti Aliye’nin ( Sevr antlaşması) ile Son Türk devletinin bittiğini düşünenler; Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının ya istiklal ölüm diyerek Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu büyük bir İstiklal savaşı vererek hak etmiş olduklarını bilmiyorlarmı? medeni dünyada hak ettiği yeri Lozan antlaşması ile tüm savaşı kaybeden ülkelere tastikletirdiğini unuttularmı yoksa. (Amerika hariç)

2002 yılına kadar Türkiye Cumhuriyetinin hiç bir zaman Beka sorunu olmadı. Devamlılık, Evvelki hal üzere kalma, Daim ve sabit olma. İşte burada bir kaç sözüm olacak usta. Ülkeyi yönetmek üzere seçimle geldiğin Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetirken devamlılığı, evvelki hal üzerinde kalmayı, daim ve sabit olmayı unuttunuz. Sizin ağzınızdan ilk duyduğumda inanamadım. Zamanın Türkiye Cumhuriyeti Baş bakanı kendini iktidara getiren halkın gözünün içine baka baka şöyle diyordu. Biz aynı zamanda Büyük orta doğu projesinin eş başkanlarından biriyiz. Bu proje de yeni sınırlar çizilirken sizde bu projenin başkanı olduğunuzu itiraf ediyordunuz. Hatta Misakı milli sınırlarımız içerisinde ki Diyarbakır şehrimizin bu projenin baş şehri olacağını anlatıyordunuz. Milli duruşumuz ile ilgili ne varsa yıkıp yok ediyordunuz. Milli bayramlarımızda  siz ve arkadaşlarınız hep hasta ve ya seyyahat’ de oluyordunuz. Okullarımızda yıllarca okuduğumuz Andımızı kaldırdınız. O kadar ki Valilik Kaymakamlık Belediyeler ya Devletin bankalarında ki ’’Türkiye Cumhuriyeti’’ kısaltılmış TC harfine bile tahammül edemediniz. Devletin yararına ne varsa elden çıkarttınız. Daim olmak sabit kalmak şöyle dursun bunları yok etmek için herşeyi denediniz. Tutturdunuz bir Devleti Aliyenin’de başını yiyen bir meshepçilik dalgasına, Hak kitabı bile unuttunuz. İktidar hırsı öyle başınızı döndürdü’ki, orada kalabilmek adına, günah olan ne varsa kendinize helaldır sandınız. Adı barış olan ’’İslam’’ sizin elinizde ölüm makinasına dönüştü. Hak kitabımızda Liyakat, İstişare, Adalet,  Laiklik ile ilgili ne kadar ayet, Peygamber efendimizin hadisleri varsa yok saydınız. Millet derken Türk adını söylemekten her zaman imtina ettiniz. Türkiye Cumhuriyetinin kurtarıcısı ve kurucusunun Adını çocukluk arkadaşınızmış gibi Mustafa Kemal olarak söylerken bir türlü Atatürk diyemediniz.

Başkan olmak istediniz allem ettiniz, kallem ettiniz Başkan da oldunuz hem de ne Başkan…! Dünya ülkeleri çıkarken medeniyetin zirvesine, siz; ne yazık ki gittiniz tam tersine. Sizi uyaran, yanlış yoldan dönmeniz için size yalvaran kim varsa, en yakın dost dedikleriniz, vatan haini oldu gözünüzde. Nasl başardınız diye sormayacağım!… fakat biraz Hitler, Biraz Musollini, Biraz Franko, Biraz’da Stalin’den alıntılar yaparak geldiniz bu günlere. Tutturdunuz bir Yerli, Milli lafı, ne olduğunu bile sormadı bu garibim ülkemin insanı. Bir bakarmısın; silah üreticilerimize kim bilir hangi ülkenin ajanı? Devlete ait olanları da ya sattınız, ya da kiraladınız. Ailenize yakınızda kim varsa. Türk silahlı kuvvetlerinin ihtiyaçlarını üreten A takımı. Devlet ihaleleri Yap işlet devret adı altında  yıllık gelir garantisi A takımı. Aklıma İran mollalarının AK devrimi geliyor. Hani bu gün kol kanat gerdiğiniz cemaatler; işte siz bile şaşıracaksın günün birinde, Şah Pehlevi gibi Allah Rahmet etsin o da demişti neden? ne istediler de vermedik diye…! Aslın’da kitabımız Kuran diyerek Tevrat emirlerini getiriyorsunuz gündeme. Bilerek mi bilmeden mi Anlamıyorum. Tevrat Hafif musevi kadınların tesettüre girmesini emreder. Tevrat; Kurban kesmeyi emreder. Tevrat ticaret’de sınırsız  kazancın helal olduğunu söyler. Tevrat orucu emreder, Tevrat İslamın aksine kazancın zekatını emreder. İslam ise tüm dünyalığın zekatını emreder. Tevrat Erkek çocukların  7 günlükken sünnet olmasını emreder, Kuran’da yoktur böyle bir ayet. Şimdi diyeceksiniz ya Peygamberimiz sünetliydi diye sanki görmüş gibi; Eh Jahudi lerin mahallesinde doğduysan mecbur sünet edilirsin.

Sayın Başkanım bazen düşünüyorum da!… ’’Hazar Türkleri Museviliği seçmiş bir Türk Boyudur’’ Yani 12 kabileden oluşan İsrail oğullarının yanında 13. kabile olarak yer alırlar. Hatta Almanyada Hitlerin yok ettiği 6,5 milyon Jahudinin( Sünnetli Musevi) Hazar Türk musevileri olduğu bilinmektedir. (Arthur Köstler 13. kabile) Her Türk kaybettiği, sürüldüğü topraklara geri dönme hayali ile yaşar. Siyonizim; Hazar Türk musevilerinin hayalidir topraklarını geri almak. Rize, Artvin,  Gürcistan Ermenistan eski Hazar topraklarıdır. Yani Reisim şu; Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanı olarak gayeniz Hazar ülkesi ise başım üzerine. Kuzeyimde Musevi bir Türk milleti güneyimde ki Müslüman bir Arap milletinden daha evladır. Yani Siyonist bir Hazar Türk Musevisi isen başımla berber. Açıkla Turan deriz,  arkana düşeriz.

Dünyada’ki büyük milletlerin en büyük derdi İslam değildir. Arap’a parayı ver anasını bile satar.  En büyük korkuları Türklüktür. Bir düşünsenize  Katolik Protestan Türkler; Hunlar, Avarların bir kısmı, Ortodoks Türkler; Avarlar, Gök Oğuzlar, Karamanoğulları, Peçenekler, Buğarlar, Çavuşlar, Yakutlar, Kumanlar,  Müslüman Türkler; Büyük Selçuklular,  Tolunoğulları, Karahanlılar, Memlükler, Eyübiler, Gazneliler, Akişitler . Bir düşünsenize!..

Türklerin Tek Tanrı inancı beş bin yıl öncesine gider. Bütün tek tanrılı semavi  inancındaki dinlerden önce de vardı. Gök Tingri ‘‘Gök Tanrı’nın‘‘ özelliklerinden söz etmem gerekirse şunları söyleyebilirim; Öncelikle tektir, eşi ve benzeri yoktur. Yaratıcıdır; bilinen ve bilinmeyen her şeyi O yaratmıştır. Savaşlarda Tanrı’nın iradesi ile zafere ulaşılır. İradesine uymayanları cezalandırır. İnsanlara kut ve ülüg (kısmet) bağışlar. Fakat bağışladıklarını layık olmayanlardan geri alır. Canlılara yaşam verir. onun yaşam verdiğini izni olmadan kimse öldüremez. Ölüm bir tek onun iradesine bağlıdır. Varlıklara yaşam verdiği gibi, dilediğinde‘ de onu geri alır.  Ne kadar muhteşem bir dinimiz varmış bilememişiz kıymetini.

Türkler’de Hanım vardır. Han-ım Han ve eşi birlikte yan yana otururlar, Büyük Mete Han şöyle söyler beylerine. Beni Han seçtiniz sağ olun ama bilinki   eşimde benim Hanım’dır. Devleti Han ve Hanım yönetir. Toy vardır, İstişare vardır. Liyakat vardır. Adalet Türk toplumlarının olmaz ise olmazıdır.

Türklerin yani aynı dili konuşan Türk millettinin birleşmesi   bir devlet, ve ya bir konfederasyon halinde  olması en büyük kabusudur dünyanın.  Bir düşünsenize Türk dilini konuşan 250 milyon insan yaşıyor asya ve avrupada. Lehçe farklılıkları olsa bile anlarız bir birimizi. Aynı kökten geliriz çünkü, kültürümüz birdir. Dinler önemsizdir. Örf ve adetlerimiz, Töremiz değişmez. İnandığımız yeni dinlere örf ve adetlerimizi unutmadan beraberimizde getirmiş bütünlemişizdir. Türkler Ana erkildir. Türk İslam coğrafyasında Alevi ve Bektaşilik, Ahilik ana erkildir. Türklerin Müslüman olmalarında ki en büyük etkendir Anaya saygı. (Cennet Annelerin ayakları altındadır

Peygamberimiz (s.a.a.v) vefatı ile başlayan Fitne.

Günümüzde daha hala devam ediyor. Milletimize İslam diye, Muaviyenin Arap kültürünü bir tek ayeti bile olmayan sunilik uydurmuşlar. Arap örf ve adetlerine mecbur ediyorlar insanlarımızı. Açın gözlerinizi biraz daha fazla okuyun. Yoksa beklersiniz Cennetin kapısında şaşkın şaşkın.

Asrın Lidrine Üzüldüm;

Geçenlerde  Sayın Yılmaz Özdilin, Sözcüdeki ‘’Bayram Yasağı’’ başlıklı yazısını okudum’da İlk defa Asrın Lideri AKP genel başkanına  çok üzüldüm. Neler olmuş neler de haberimiz olmamış. Camilerde miting yapmışlar, Mihrapta imam ile birlikte seçim propogandası bile yapmışlar. 1388 yıl önce hakkın rahmetine varan Peygamberimiz Hz. Muhammed’e bile Nufus cuzdanı çıkartmışlar. Vay kafirler vay Kabe’yi Muazzama’nın maketini cami önlerine kurdurup bir de tavaf ettirmişler. Asrın Liderine Hoşgeldin Allahın Elçisi diyerek hitap etmişler. AKP liler Genel Başkanlarına, yani Asrın Liderine olan bağlılıklarını, Sahabeler!in Peygamber efendimize olan bağlılıklarına benzetmişler kendilerini vay vay hainler… Hey hat işte zurnanın zırt dediği yer de burası. Yazık oldu bizim AKP genel başkanı ve Asrın Liderine çok yazık. Sahabenin Peygamber efendimizi arkadan hançerlediğini bilmiyormuşlar meğerse!..

Bizim imam hatipli  Asrın Liderimiz. Ben yazayım da inanan inanır, inanmayan araştırır doğruyu bulur.

Cenab’ı hak

Yüce Rabbim Hak ayet‘i kerimede, “Ey Ehli Beyt! Yüce Tanrım sizden, her türlü günahı, haramı, fenalığı, çirkinliği, basitliği, gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor” (Ahzab; 33) buyuruyor. Yine Şura suresinin 23. ayetinde, “De ki (Muhammed’im)Ben peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehli Beyt’imi sevmenizden başka hiçbir ücret istemiyorum’ buyurmuştur.” Hz. Peygamber Necran Hıristiyanlarıyla lanetleşmeye giderken yanına Hz. Fatıma annemizi, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimizi almıştır.  Yüce Rabbim, Al-i İmran suresinin 61. ayetinde ‘Sana gelen bu hak ilimden sonra her kim seninle münakaşaya kalkarsa de ki, öyleyse gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendilerimizi ve kendilerinizi çağıralım, sonra can‘u gönülden lanetleşip beddua edelim de. Tanrımın laneti yalancıların üzerine olsun” buyururken yine Resulullah’ın Ehli Beyt’ini işaret etmiştir. Ezcümle ( Örneğin) demek isteriz ki, Ehl-i Beyt sevilmiş, seçilmiş ve tabi olunması emredilen mübarek kişilerdir. İslam dini, Tanrımın emri ve Resulullah’ın nasbı ile Ehli Beyt soyundan gelen imamlar ile, yani velayet yoluyla, kıyamete kadar devam edecektir. Maalesef Sünni dünyadan bazıları bu hakikati inkâr etseler de, Allah’ın rızası Ehli Beyt yolundadır.

Gelelim şimdi; Peygamberimiz (s.a.a.v) Vefatına ve gömülmesine;

İslam tarihinde ilk fitnenin Cemel ve Sıffın savaşlarından çıkıp çıkmadığı, konusu.İslam tarihinin ilk fitnesi, henüz Resulullah’ın defin işlemleri gerçekleşmeden Sakife’de yapılan ‘oldu bitti’dir. Hz. Ali Efendimiz ve birkaç sahabe Hz. Peygamber’in cenaze merasimi ile ilgilenirken, aralarında Ebubekir ve Ömer’in de bulunduğu az bir sahabe topluluğu Sakife denilen yerde halifeyi reyleri ile seçmişlerdir. İlk fitne ateşi de burada yakılmıştır. Zira Resulullah’ın rihletinden çok kısa bir süre önce Gadir mevkiinde Hz. Ali’yi halife ve yerine vasi olarak atadığını bilen başta Ebubekir ve  Ömer olmak üzere bu sahabeler emre uymamış, duyduklarını inkâr etmiş ve kendi aralarında Hz. Ali’nin dışında bir halife seçmişlerdir.

Hatta Peygamber efendimizin cenaze namazı Ehl-i beyt ile toplam 16 kişi ve 17. kişi olan Hz. Ali tarafından  kılınmış ve defnedilmiştir.

Yani dostlar nasıl üzülmem ki Asrın Liderine;

Allah gecinden versin bu AKPliler ile Peygamber Efendimizin başına sahabeler tarafından ne getirildiyse aynısı olacaktır. işte Millet onun yerine birini seçme sevdasına düştüklerinde Tanrım Korusun Kalan on onbeş kişi ile falan kılınır cenaze namazı diye düşünürüm.

Kelimei Şahaddet Getir oh bir numara müslüman oldun.

Derler de o iş öyle değildir Dinimizde gözünle görmediğin kulağın ile duymadığın  hiç bir şeye şahitlik edemezsin. Eder isen affı dahi olmayan günaha düşersin. Ee nasıl olacak o iş? Önce  bu güne kadar işlediğin tüm suçlardan Tövbe İstiğfar edeceksin. Kelimeyi tevhidi gönülden okuyacak  Her allahın günü vereceğim ilaç tarifini uyguluyacaksın.

Tövbe kökünü istiğfar yaprağı ile karıştırıp gönül havanına koyacaksın; Tevhit tokmağı ile dövüp insaf eleğinden eleyerek göz yaşı ile hamur edeceksin. Aşk ateşinde pişirip içine Muhabbet’i Muhammediye balından katarak kanaat kaşığı ile gece gündüz yiyeceksin. İşte kurtuluşun yolu dur bu gerisi  Lafıgüzaf.

26 Mart 2017 tarihinde (Devrimin adı bile aynı) diyerek bir yazı yazmıştım. Günümüzde Bu yazımı yazdığım zamanı bile arar olduk. Ne yazık’ki o günlerde yapmış olduğum tespitler her geçen gün biraz daha gerçek oluyor. Tek Fark İran’da gerçekleşen Ak devrim sonrası Şii mezhebinin hakim olduğu bir yöntim biçiminden dolayı günümüzde yangın yeri.  Bizim geleceğimizde ise (Muaviye Yezidin ) günümüzün Sunni Mezhebinin hakim olacağı bir yönetim biçimi olacak. İlk okuldan başlayarak mecburi Din dersi bu ülkede yaşayan milyonlarca diğer mezhep ve inanç katagorisindeki insanlara bu mezhebi dayatarak öğretme şekline dönüşecek. Nüfusumuzun %50 sini oluşturan Şii, Alevi, Şafii Maliki, ehli sünnet itikadında olmakla birlikte farlı farklı ibadet şekillerine göre ibadet ederler… Gayri müslimler her ne kadar kendi okulları varsada çocuklarını Devlet okullarına gönderenler çoğunluktadır. Ortodox, Katolik, Protestan, Yezidi, Musevi, Bahayi, Angelikyan, büyük inanç gurupları Devlet okullarına gidenler yeni ders yılında mecburi Sunni eğitim almak zorunda kalacaklardır. Umarım almış olduğum bilgiler yanlıştır inanç özgürlüğünün olmadığı bir toplumu düşünmek dahi bir insan olarak beni yaralıyor. Devleti Alyenin 600 yıllık başarısı Liyakat, Adalet, Laiklik, Vicdan ve Gönül üzere yönetilmesindedir. Sır. 2011 yılından beri insanlar bu ülkede inançlarını bile saklamak zorunda kalıyorlar. Fakir aileler çocuklarını okutabilmek adına İmam Hatip okullarına göndermekten başka bir çare bulamıyorlar. AK devrim her geçen gün biraz daha güçlenerek tamamlanmaya doğru yol alıyor. Diyanet işleri başkanlığı (Yezid Muaviye) Arap kültürünü Sunni din adı altında vatandaşların dışında hiç bir guruba destek vermeden bildiğini okuyor. Diğer inaç guruplarından toplanan vergilerle ayakta duran bu kurum diğer inanç guruplarını yok sayarak günaha girdiği gibi harama el uzatmış oluyor. Hak her zaman yerini bulur. Din zorla kabul ettirilemez. Alemleri yaratmış Yüce Tanrım bir gün gelir bütün bu yanlışların hesabını sorar. Günümüzde yaşadığımız felaketler den de ders almaz isek vay halimize. Hiç kimsenin şüphesi olmasın kaybeden insanlık olur.

Şu Almanya bizi kıskanıyor lafını duyduk ça gülüyorum ağlanacak halimize.

Tam 50 yıldır Almanya‘da yaşıyorum; Almanyanın Sadece  Çin‘e Bir yılda yaptığı Tereyağ  ihracatı  500 milyar EUR . Bizim Cumhur Başkanımız  2022 yılında 250 milyar Dolar ihracat yaptık diye sevinerek böbürleniyor.  Boş verin yakında akıllı gözlük çıkacak, gözünüze takdığınız AKP gözlüğünü Belki Çıkartırsınız. Yetti garı.

Yaşadığım Bu ülkede Oto yolları Otobanları kim yapar nasıl yapılır 15-20 km Tünelleri kimler kazar ve açar bilmeyiz. Fabrikalar açılır ve o açılışlarda millet vekiliymiş Bakanmış, Başbakan, Cumhur başkanı, göremezsiniz.

Bu Ülkede herkes işini yapar. Ve doğru yapar. Devlet memurları Devletin memurudur yönetenlerin değil. Yani bir Başbakan ve yahut Cumhur Başkanı bir devlet memruna emir veremez.  Hirarşi tam anlamıyla uygulanır.Trafik kaidelerinden diğer yasaklara  uymayan bir Başbakan bile Polis tarafından göz altına alınarak cezalandırılabilir.

Devlet memuruna Rüşvet teklif edilen kişiler anında gerekli cezalara çarptırılırlar. Aldığı rüşveti merkeze teslim eden memur Devlet ten iki katı Pirim alır. Memurların cezai  konulardaki tüm çalışmalarının saat ücreti  belirlenir suçu işleyen tarafından ödenir.

Bu ülkede yasalar vatandaş ve yönetenler için eşittir. Sadece Millet Vekilleri,  Meclis çatısı altında yaptıkları konuşmalardan ötürü suç işlemiş sayılmazlar. Tabiki diğer kişilere hakaret her zaman her yerde cezası olan bir eylemdir. Bu ceza Mahkemeler tarafından verilir.

Bazı yasalar’a kimse dokunamaz ve aksini yapamayız.  Mesela Kilise Çanına 3 km mesafede Çandan daha yüksek bir bina yapılmasına izin yoktur. Hiç bir öğretmen derslere dini simge sayılabilecek kıyafet ve takı ile giremez. Dini eğitim veremez. Mesela Boynunda asılı bir haç, Rahibe kıyafeti  nasıl ki yasaksa Türban lı bir öğretmenin de dersahanede eğitim veremesi doğru değildir. Bu kurallar Polis teşkilatları Mahkemeler ve savcılar için de geçerlidir.

Savcılar tarafından suçlanan kişi suçsuz olduğunu Türkiye‘de olduğu gibi ispat etmekle yükümlü değildir. Savcılar yeteli deliller olmadığı durumlarda dava açamazlar. Dava sonucunda kişinin suçlu olduğunu ispat eden savcı yapmış oldukları tüm çalışmalarda ki harcanan mesai ücreti ve malzemelerin masrafları suçluya fatura edilir ve suçlu tarafından karşılanır. Ve cezasına eklenir.

50 yıl önce Almanya ya geldiğimde şaşırmıştım öyle bizdeki gibi sebzeler yoktu bu ükede. Domates,Salatalık, Biber, Patlıcan, Dolma Biber, Kabaki Fasulye ve bunun gibi. Gıdalar Et, Peynir, süt ürnleri boldu ve çok ucuzdu.

50 yılın sonunda yukarıda adı geçen tüm ürünleri seralarda yetiştiren bir almanya var artık. Zirat ve Hayvancılığa vermiş oldukları teşvikler sayesine Almanya bu gün kendi kendine yetebilen bir ülke olmanın yanında En büyük ihracat dallarıda  Hayvancılık ve zıraat olmuştur.

İki ülkeyi karşılaştırdığımda  ne yazık ki yaşamı camide namaz kılarken tüm ahlaksızlıklar ülkesi oluvermişiz. İslam beş şarta indirilmiş ama velakin  İmanın şartları ne yazık ki yok sayılmıştır.  Almanya daki Camilere dadanan insanlar İslamı kendilerine maske yaparak yurt dışındaki Türk vatandaşlarını her daim dolandırmışlardır. Ve inanın bu dolandırıcılar Almanya da yaşayan insanlara cevap olarak bana mı sordnuz da verdiniz olmuştur. Plansız, programsız, bir kalknma modeli uydurup Ükemizi bu günlere getirmişlerdir. Bugün ne kadar Trilyonlarca para kazanan Mütahitler koparatifler, vakıflar, Ne yazık ki   Dini istismar edenlerin devlet koruması altında zenginliklerine zenginlik kattıklarını bu gün görüyoruz.

Bu gün yaşadıklarımız ne yazık ki Allah adına hırsızlığın, dolandırıcılığın, ülkesi durumuna getirildiğimizin Resmidir. Köylü, İşçi, Esnaf, Nefes dahi alamaz duruma getirilmiştir. İşin kötü tarafı ise Ülkemiz‘de bu durumu düzeltecek bir Lİderin Olmayışıdır. Rahmetli Erbakan ve Bülent Ecevit den öncesi ve sonrasın da bir lider çıkartamamış olmamızdır asıl sebep. Amerikan Emperyaliziminin, Küresel Çetenin uşakları olan vatan hainleri bitmez  ülkemde. İnanın bana bu Vatan hainleri her zaman Dini İslamı maske etmişlerdir kendilerine. Amerika Küresel çetesinin oyunu bitmez  böl parçala yönet politikasıdır. Yani bir derede yüzerken kavga eden iki balık görürseniz bilin ki oradan İngiliz geçmiştir derler.

Şimdi gelelim günümüze.

Gök Börümüz Mustafa Kemal Atatürk‘ün tam Bağımsızlık yolundan çıkmış, Anadolu devrimini yok saymış bir gurup oluşturmuş adı 6 lı masa oluvermiş.topu vatan hainidirler.

CHP Kuvai Milliye kim siz kim. CHP partisi! Ata Türkçülük kim siz kim; İktidar olduğunuz da Bütün Tarikatları kapatacağınızı  haykırabiliyormusunuz. ( Yok ) Yarım kalmış Anadolu devrimini tamamlayacağınızı, Tüm Amerikan ve yabancı üstleri kapatacağınızı, Natodan çıkacağınızı ilan etmiyorsunuz. Yabancı dil eğitimi veren paralı okulları, özel okulları, özel Hastahaneleri derhal kapatacağınızı haykırsanıza. ( Yemez değilmi ) Devletin karma ekonomiye  geri döneceğini bağırsanıza. Satılmış tüm devlet kuruluşlarını işletmelerini geri alacağınızı  ilan etsenize. (Amerika izin vermez değilmi ) Liberal ekonomin küresel çetenin uşağı olmuş,  ülkemizi her geçen gün bağımlı bir ülke haline getirildiğini görmüyormusunuz. Halka dönmeyi halkın en güvendiği kişilerin TBMM sine seçilmelerine  imkan vermek adına ön seçim yapacağınızı ilan etsenize. Millet vekili seçimi için Aday belirlemede para yatırmayı  kaldırın bir bakalım. Millet vekili maaşlarının en yüksek memur maaşına indirileceğini açıklayın. Millet vekillerinin özel ayrıcalıklardan muaf tutulacağını bir açıklayın da ne kadar demokrat olduğunuzu anlayalım. Ülkemizin Mavi ve yeşil vatanınına sahip çıkacağınızı haykırsanıza. Hiç bir ülkenin mandası konumunda olmayacağımızın sözünü versenize.(Veremezsiniz) Anayasamızın ilk üç madesinin değiştirilemiyeceğini değiştirmek adına teklif dahi edilemiyeceğimi söylesenize, haykırsanıza. Türk devletleri teşkilatına sahip çıkacağınızı açıklasanıza. Atatürkmüzün kurduğu partimizi ne hallere düşürdünüz sayın Kılıçtaroğlu. Yeter be yeter. Bak bu seçimlerde CHP oyu  %12 yi geçmeyecek. Aptalmısınız siz ya. Senin Tayip Erdoğandan farkın ne Parti içi hirarşiyi kaybetmemek adına her şeyi yaptın  parti içinde Diktatörsün maşallah. Daha hala CHP liyim diyen varsa kusura bakmasın onlarda satılmışlar kervanına dahil olmuşlar demektir.

Sayın Akşener Kılıçtaroğlu 6 lı masa, size’de, bize köstek. Kim bunlar ya 1,5 % oy potensilleri ile sizleri esir aldılar. Biri anayasayı değiştireceğiz der biri  Tarikatlara bağımsızlık der. Dün Fetöye hizmet edenler, AKP nin uşaklarının aranızda işi ne ya. Değilmi bu Hainler  Ülkemizin Suriye savaşını  başlatan Bakan, hepsi vatan hainleri. Babacan ve Davutoğlu  ile olmaz. Bunlar kıblesini ingiltere ye amerikaya satmış hainlik yapan vatan hainleridir.  Hoş Sayın Kılıçtaroğlu ile birlikte sizin de söylemleriniz değişti. Sanmayınki Tam Bağımsız Türkiye demeden size oy verelim. Amerikan Emperyalizimine karşı söylem olmaz ise siz de olmazsınız. PkK terörü ile savaş veren komutanlar baş tacımızdır. Onlara söylenen söz millete söylenmiş kabul eder kimliğnizi sorgularız. Anladık ki CHP sinin koltuğu da ABD tarafından gaspedilmiş. Yazık ki yazık size inandık arkanızda durduk. Sayın Akşener Baş Bakan olacağım diyerek yalan söylemeyin  ne başbakanlığı be anayasa yı mı değiştireceksiziniz. Hangi oy ile Bari Cumhur Başkanı adayıyım deyinde inandırıcı olsun. Hiç olmaz ise bir hanım Cumhur Başkanımız olur güzel de olur. Bırakın altılı masayı önce parti içinde demokrat olun ön seçim yapın da  görelim ne kadar demokrat olduğunuzu.

Sayın Kılıçtaroğlu siz kim demokrasi kim. Siz kim adalet kim. Yeter artık ya maşallah CHP de parti başkanı seçildiğinizden beri partimizi yerle yeksan ettiniz. Mandacı partisimidir nedir anlayamadık. Sizin AKP sinden ne farkınız var. İl başkanlarını atayan bir Başkan zaten o partide diktatör değilmidir.

Tüm Siyasi geleceğini  Başka bir partinin Bir Liderin başarısızlığı üzerine kurmuş bir parti yönetiminden ne bekleyebilirizki. Bakın siz koltuk kaybetmeyin diye AKP gene seçimleri kazanacak. Sizin aksinize daha milli ve daha yerli.

Sayın dostlar ölsem kafamı koparırlarsa bile AKP’ye oy vermem.

Ama benim oyum Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a. Şu anda O’ndan başka ülkemi yönetebilecek bir lider yok. Erdoğan bir diktatör değil, artık Amerika’nın istediğini yapmıyor. Kürtlerin %70’i Türkiye’de birlikte yaşamak istiyor. Türkiye, Türk dili konuşan ülkeler ile bir birlik kurulmuştu Rahmetli Özal sayesinde bu sebepten öldürdüler adamı.

Zaman içersinde bu kuruluşu Avrupa Birliği gibi bir birliğe, Teşklata dönüştürmek sayın Erdoğana nasip oldu… İyi olan, aynı dile ve aynı dine sahip olmamızdır. Amerika bunu istemiyor. 8 Türk devleti Amerika’ya karşı her türlü savaşmalı ve kazanmalıdır. Bize‘de sayın cumhur Başkanımızın arkasında durmak düşer. Sadece ben Büyük Orta doğu projesinin eş başkanıyım dediğinde şok olmuştum. Umarım bu hatasından dolayı da bizlerden bir özür diler.

Memhmet Tevfik Özkartal

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blue Captcha Image
Refresh

*